Yapay zeka (AI) potansiyelini sergilemeye devam ettikçe, bu sistemlere duyulan güven düzeyi, farklı yetki alanlarında önemli ölçüde farklılık gösteriyor. Bu da, pazar payının önümüzdeki yıllarda artması beklenen teknolojiye olan güvenin karmaşık ve çok yönlü doğasını vurguluyor.
Bu doğrultuda verilere göre 2023 itibarıyla yapay zekanın tahmini pazar payı 207,9 milyar dolar. bu değerin %788,64 artarak 2030 yılında 1,87 trilyon dolara ulaşacağı öngörülmektedir. Pazar payının 1 trilyon doları ilk kez 2028’de 1,06 trilyon dolar ile aşacağı tahmin edilmektedir.
Hindistan, yapay zeka sistemlerine güven düzeyi en yüksek ülkeler arasında %75’lik bir puanla ilk sırada. Çin %67 ile ikinci, Güney Afrika %57 ile üçüncü sırada yer alıyor. Brezilya %56 ile dördüncü, Singapur %45 ile beşinci sırada yer alıyor. Amerika Birleşik Devletleri %40’lık bir puanla altıncı sırada yer alıyor.
AI pazarının büyümesini etkileyen faktörler
Değişken yapay zeka sistemlerinin güven puanları aslında farklı. Yapay zeka odaklı teknoloji pazar payının çeşitli faktörlerin etkisiyle önümüzdeki yıllarda artmaya devam etmesi beklenmekte. Özellikle, artan otomasyon talebi muhtemelen AI hizmetlerine olan ihtiyacı artıracaktır.
Birçok işletme maliyetlerini azaltmak ve verimliliği artırmak için süreçlerini otomatikleştirmeye çalışırken, yapay zeka destekli otomasyon araçlarının bu hedeflere ulaşılmasına yardımcı olması muhtemel. Ayrıca, çeşitli kaynaklardan elde edilen verilerin artan kullanılabilirliği, büyümeyi hızlandıran daha sofistike yapay zeka algoritmaları geliştirmek için kullanılabilir.
AI daha yaygın ve erişilebilir oldukça, yeni endüstrilere ve kullanım durumlarına da yayılması beklenmekte. Ayrıca bu alanda devlet yatırımları da yapay zeka pazarındaki büyümeyi hızlandırabilir.
AI’ye Güven Durumu
Yapay zeka teknolojide devrim yaratıyor, hızlı yeniliklere yön veriyor ve liderliğini üstlenen ChatGPT gibi araçlarla sektörleri ve hizmetleri dönüştürüyor.
Aynı zamanda, yapay zekanın algılanan faydaları potansiyel olarak güveni motive ediyor. Ancak gelecekteki etkisine ilişkin belirsizlik güvensizliğin olası bir itici gücü de var. Tüm bunlar faydalarının yanı sıra insanları potansiyel riskleri konusunda endişelendirir.
Hindistan’ın yapay zeka sistemlerine olan yüksek güven puanı, çeşitli faktörlere bağlanmaktadır. Önemli katkılardan biri, ülkenin dijital okuryazarlığı ve teknolojik gelişmeleri teşvik etmeye verdiği önemdir. Bu da nüfus arasında yapay zekanın daha iyi anlaşılmasına yol açar. Ayrıca, Hindistan, bu sistemlere olan güveni muhtemelen artıran yapay zeka uygulamalarının geliştirilmesinde ön saflarda yer alan yeni şirketlerle güçlü bir teknoloji endüstrisine sahiptir.
Çin, güveni etkileyen güçlü teknoloji ortamı nedeniyle bir yapay zeka merkezi olarak da ortaya çıkıyor. Çinli şirketler, yüz tanıma teknolojisi ve diğer AI kullanım durumları gibi ürünler geliştirerek sektöre hakimdir. Çin hükümetinin büyük miktarda veri toplaması, devlet sözleşmeleri olan yapay zeka şirketlerine de fayda sağlıyor.
AI’nın geleceği
Yapay zekanın tamamen benimsenmesi ve faydalarının fark edilmesi için, halkın onun geliştirildiğine ve sorumlu bir şekilde kullanıldığına güvenmesi çok önemlidir. Bu doğrultuda, birkaç teknoloji endüstrisi oyuncusu, teknolojinin olası tehditleri konusunda alarma geçti. Örneğin, Tesla CEO’su Elon Musk. Musk, kontrol edilmediği takdirde yapay zeka sistemlerinin “uygarlığın yıkımına” yol açabileceği konusunda sesini yükseltti.
Bu güveni sürdürmek, AI’yı toplumda kabul etmek ve benimsemek için çok önemlidir. Bunu başarmak için AI sistemleri, sorumluluk ve şeffaflıkla tasarlanmalı ve geliştirilmelidir.