Hem Çin hem de ABD’nin Bitcoin (BTC) varlıklarını artırmasıyla kripto para birimi topluluğu içinde endişeler artıyor.
Bu durum merkeziyetsizliğin temel ilkeleri hakkında soruları gündeme getiriyor. Bitcoin’in teknolojisi merkezi varlıklardan bağımsız olarak çalışacak kadar sağlam olsa da hükümetlerin kripto para piyasalarına artan katılımı tedirginlik yaratıyor.
Şu anda ABD Adalet Bakanlığı (DOJ) aracılığıyla 200.000’den fazla Bitcoin’e sahip ve kendisini BTC varlıkları açısından lider ülke olarak konumlandırıyor. Çin ise elindeki yaklaşık 190.000 Bitcoin ile ABD’ye yakın rakip konumunda. Bu iki ekonomik devin önemli miktarda Bitcoin biriktirmesi, kripto ortamında merkezileşmeye yönelik artan bir eğilime işaret ediyor.
Bitcoin varlıklarının güçlü hükümetler tarafından yoğunlaşması, kripto para birimlerinin merkezi olmayan doğasına yönelik potansiyel tehditler oluşturmaktadır. Çin ve ABD gibi büyük ekonomiler BTC biriktirmeye devam ederken, kontrolü merkezileştirme ve merkezi olmayan yönetimin temel ilkelerini baltalama riski var. Dahası, hükümetin müdahalesi, kripto para birimlerinin doğal büyümesini engelleyen ve piyasa dinamiklerini etkileyen daha katı düzenlemelere yol açabilir.
DOJ’un Bitcoin varlıklarının önemli bir bölümünü satma planlarına ilişkin son spekülasyonlar, Amerikalılar arasında tartışmalara ve hoşnutsuzluğa yol açtı. Bazıları hükümetin Bitcoin satın almasının yasallığını sorgularken, diğerleri vatandaşların hükümetlerinin elinde bulunan dijital varlıklarda pay sahibi olması gerektiğini savunmakta.
Ancak bu endişelere rağmen BTC, kripto para piyasasının temel taşı olmaya devam ediyor. Ayrıca varlık finansal ortamda devrim yaratma potansiyeline sahip. İlk on ülke de dahil olmak üzere hükümetlerin elindeki toplam Bitcoin miktarının, toplam arzın yalnızca bir kısmını oluşturduğunu unutmamak gerekiyor. Bununla birlikte, bu rakamlar Çin ve ABD gibi hükümetlerin kripto para birimi alanındaki artan etkisinin altını çiziyor.