Bankacılık devi JPMorgan, ABD ekonomisinin gidişatı ve doların istikrarı hakkında sert bir uyarıda bulundu. Bu uyarı, ABD’nin 34 trilyon dolarlık devasa bir ulusal borçla boğuştuğu, piyasa dengesini bozmakla tehdit eden saatli bir bomba olduğu kritik bir dönemeçte geliyor.
JPMorgan’ın ABD ekonomisine bakışı sadece bir hikaye değil, aynı zamanda ‘kaynayan kurbağa’ senaryosu olarak tanımladığı duruma yönelik açık bir çağrıdır. Bu metafor, felaket noktasına ulaşana kadar giderek kötüleşen bir durumun canlı bir resmini çiziyor. Önemli önlemler alınmazsa bu durum, ABD ekonomisi için yakın bir kader gibi görünmekte.
JPMorgan Analizi: Borç İkilemi ve Küresel Zorluklar
Endişenin temelinde, Ocak 2024’te 34 trilyon dolar ile yeni bir zirveye ulaşan, hızla artan ulusal borç yatıyor. Kontrolsüz bir şekilde büyüyen bu rakam, ABD borsaları için potansiyel bir kriz teşkil ediyor. JPMorgan stratejisti Michael Cembalest’e göre ABD, her mali teşvikle birlikte borcun sürdürülemez olduğu bir noktaya yaklaşıyor. ABD hükümetinin maliyesindeki bozulma geçmişine ve yatırımcılar üzerinde çok az etki yaratmasına rağmen Cembalest, durumu daha önce bahsedilen ‘kaynayan kurbağa’ benzetmesine benzeterek bu eğilimin çarpıcı biçimde değişebileceği konusunda uyarıyor.
Eş zamanlı olarak BRICS’in (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) öncülük ettiği dolarsızlaştırma çabaları ABD ekonomisinin sıkıntılarını artırıyor. Bu ulusların doların küresel üstünlüğüne meydan okuma hırsı ABD ekonomisinin kırılganlıklarını daha da kötüleştirebilir. Eğer BRICS dolardan uzaklaşmayı başarabilirse, bu durum ABD ekonomisinin duruşuna zarar verebilir. Yüksek borç ve azalan küresel finansal nüfuzdan oluşan tehlikeli bir karışım yaratabilir.
Zıt Ekonomik Göstergeler
JPMorgan’ın endişe verici tahminlerine rağmen, ABD ekonomisi 2023 yılı boyunca belirli sektörlerde dayanıklılık sergiledi. Tüketici harcamaları güçlü kalmayı sürdürdü. Perakende satışlar sürekli olarak yüksekti ve bu da ABD tüketicilerinin yılmaz ruhunu yansıtmaktaydı. İşgücü piyasası da yalnızca Aralık ayında 200.000’den fazla iş yaratılması ve %3,7 düzeyindeki istikrarlı işsizlik oranıyla kayda değer bir güç gösterdi. Bu göstergeler, zorluklarla karşı karşıya olmasına rağmen hâlâ önemli bir canlılığa sahip olan bir ekonomiye işaret ediyor.
Dow Jones, Nasdaq ve S&P 500 gibi önemli ABD endekslerinin önemli bir büyüme göstermesiyle finans piyasaları da bu duyguyu tekrarladı. Daha önce bir gerileme yaşayan kripto piyasası bile 2023’te bir toparlanma gördü. Ancak bu büyüme anlatısı, yaklaşmakta olan borç krizi ve JPMorgan’ın korkunç tahminleriyle tam bir tezat oluşturuyor.
ABD Merkez Bankası’nın 2023’te attığı adımlar, özellikle de faiz oranlarına yaklaşımı, ekonomik tablonun şekillenmesinde önemli rol oynadı. Enflasyonu durdurmayı amaçlayan bir dizi faiz artırımıyla Fed’in politika hamleleri, piyasada bir çöküşü tetiklemeden enflasyonu soğutmaya çalışan bir dengeleyici hareketti. Ancak konut piyasası, yüksek ipotek oranlarının devam etmesi ve konut satışlarındaki durgunluk nedeniyle bu politikaların sıkıntısını hissetti; bu da tüm sektörlerin Fed’in sıkı tedbirlerini atlatamayacağını gösteriyor.
Sonuç olarak, JPMorgan’ın uyarısı ABD ekonomisine uzun bir gölge düşürürken, gerçek ekonomik manzara daha incelikli bir tablo sunmakta. Bir yanda, artan ulusal borçların ve küresel ekonomik değişimlerin yarattığı yadsınamaz zorluklar var. Öte yandan bazı sektörlerin gösterdiği dayanıklılık da bir umut ışığı sağlıyor. 2024 ilerledikçe, bu farklı ekonomik güçler arasındaki etkileşim, ABD ekonomisinin gerçek rotasını belirlemede kritik öneme sahip olacak.